Hatay’dan Dönen Dr. Kırımlı, Şehir Hastanesinin Merkeze Uzak Olmasını Eleştirdi: “Maalesef Orada Ölüm Sayısı Arttı”
ÇAĞATAN AKYOL
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Şube Başkanı Dr. Emrah Kırmızılı, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin yıkıma yol açtığı Hatay’da katıldığı sağlık çalışmalarının ardından bölgeden izlenimlerini aktardı. Hatay Şehir Hastanesi’nin merkeze çok uzak olduğunu vurgulayan Dr. aranıyor” dedi Kırıklı.
Kahramanmaraş’ta 10 ilde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde büyük yıkıma ve binlerce insanın yaşamına neden olan depremin ardından bölgeye giden bazı doktorlar geri dönmeye başladı. Hatay Antakya’dan dönen bazı hekimler bugün İTO’nun Cağaloğlu’ndaki binasında düzenledikleri basın toplantısında bölge izlenimlerini paylaştılar. Toplantıda konuşan İTO Lideri Prof. Dr. Nergis Erdoğan, TTB ve İTO olarak kendilerine düşen en değerli misyonun, sahadaki ihtiyaç ve eksiklikleri tespit ederek bunların giderilmesi için kamu otoritelerine yön vermek olduğunu söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yurt dışından çok haber alıyoruz ama en önemli haber elbette oraya gidip bizzat şahit olan arkadaşlarımızdan olacak. Onların izlenimleri çok değerli olacak. Bugün onları dinlemek için buradayız. Onların bilgileri bize ulaşmayacak.” sadece bize yol göstermekle kalmayıp, bizim de kamu kurumlarını yönlendirmemiz ve oradaki eksiklikleri gidermemiz gerekiyor.”
Dr. ÖZDEN GÜNGÖR: NASIL OLDUĞUNU ANLAMADIK
TTB Aile Hekimliği Şube Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Özden Güngör, deprem haberini alır almaz önce Tabip Odası’na, ardından ilçe sağlık müdürlükleri aracılığıyla gönüllü olmak için başvurduklarını belirtti. Güngör dedi ki:
“İlçe sağlık müdürümüz saat 16.00 sıralarında görevimizin olduğunu bildirdi. 1.5 saat sonra bizi bir aracın İstanbul Havalimanı’na götüreceğini söyledi. Oraya ulaşan sağlık çalışanının liste yaparak bölgeye gönderileceğini söyledi. isimleri ve siparişe göre ilk uçakla bölgeye gönderildi.Belirlendiğini anladık.Adana’ya uçtuk.Adana’ya gittikten sonra bölümde uyum sorunu yaşandı.Eksik personel olduğu söylendi. Adıyaman Adana Havalimanından bir bölgeye yönlendirdiler orada nasıl bir düzenleme var anlayamadık hangi ilde açık hangi araç hangi araçla gitti bizden önce anlamaya çalıştık çok başarılı olamadık. Adıyaman için örgütlenmeye çalışırken İskenderun’a giden bir otobüsün kalktığını görünce vakit kaybetmemek için İskenderun’a giden otobüse bindik.Bir kısmımız ayaktaydık, Sırayla oturduk ve İskenderun’a vardık.
“KENDİMİZİ ORGANİZE ETMEYE ÇALIŞTIK”
Bu arada otobüste kendi aramızda branşları ve meslek gruplarını belirledik, İskenderun Devlet Hastanesi’nden bir doktor arkadaşa ulaşarak hastanede ihtiyaç olup olmadığını sorduk. Bu formda örgütlenmeye çalıştık. Oraya gidelim dedik ama bizi Teknik Üniversite’de bir yere götürdüler. AFAD böyle belirledi. Ondan sonra hastaneye gidemedik. Antakya’ya gönderileceğimizi söylediler. Daha sonra bir kısmımız ayakta yine otobüse binerek Antakya’ya gittik. Sabah 05:00’te vardık. O zamanlar şimdi pek iş yoktu. Ayrıca gece karanlıktı. Bu nedenle çok fazla hasta yoktu. Tek sağlık çadırı kuruldu. Yağmur yağıyordu. Hava da oldukça kötüydü. Araçta biraz uyuyup dinlenmemizi istediler. Sonra birinci güne başladık.”
Dr. AHMET TAPDÜK MEHLEKÇİ: AFAD YETKİSİ NE YAPACAĞINI BİLMİYORDU
Birlik Dayanışma Derneği Marmara Şube Başkanı Dr. Ahmet Tapduk Mehlepçi izlenimlerini şöyle özetledi:
“AFAD her şeyi tek elden kontrol etmeye çalışıyor. Ancak AFAD’da bulduğumuz yetkili maalesef ne yapacağını bilemedi. Biz gelir gelmez 3-4 kez liste yapılıyor. Buraya isimlerinizi yazdırıyorsunuz, bilgilerinizi veriyorsunuz.” Telefonlar sizi bir şekilde organize etsinler diye bekliyorsunuz 3-4 saat bekledik bekledikten sonra hiçbir şeyin tesadüf olmadığını görünce boş boş duruyorduk ‘Sağlık çalışanına ihtiyacımız yok’ denildi. ‘ En azından bu konuda ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık.
“BURADAKİ UZMAN ARKADAŞLARIMIZ BİR ŞEYİ YAPAMADIKLARINDAN ŞİKAYET EDİYORLAR”
Acil servisler dışında sürekli bir sağlık hizmeti olması gerekiyor. O bölgede bunları küçük de olsa en azından telafi etmeye çalıştık. Hastanenin bulunduğu yere çok sayıda çadır kuruldu. Burada bazı arkadaşlarımızın isimlerini yine yazdırdılar ama bekliyorlar, görev verilmediğini söylediler. Sonra daha fazla dayanamadılar ve kendilerine bu görev verilmedi, çadırların önünde kendiliğinden acil yardım ve triyaja başladılar. Aradaki ikinci gün, iki saat arayla hasta görmeye ve triyaj yapmaya başladılar. Normal sistem böyle çalışıyordu. Hastanenin merkeze uzaklığı büyük problem. Diyelim ki bireyler göçükten çekiliyor. Muhtemelen vatandaşların kendileri veya diyelim ki AFAD grupları. Kişiyi acil servise getirirler. Ne yazık ki, acil durumda sadece bir jeneratör vardı. Ancak EKG, hemogram vs. hiçbir şey yok. Röntgen yok. En ufak bir şüpheli durumda tüm hastaları yönlendiriyorlar. Oradaki uzman arkadaşlarımız birebir formda bizim gibi bir şey yapamamaktan çok şikayet ediyorlar.”
Dr. EMRAH KRIMLI: İNSANLAR HASTANEYE GİREMİYOR
TTB Aile Hekimliği Şube Başkanı Dr. Emrah Kırmızılı, Hatay’daki tüm sağlık kurumlarının talan edildiğini söyledi. Özetle şunları söyledi:
“Bunlar çalışsaydı, çalışabilseydi muhtemelen binlerce hayat kurtarılabilirdi. Bir yere nakledilmeleri gerekiyor, şehirden ve araçlardan çok uzak olduğu için insanların hastaneye ulaşması mümkün değil.” kentte de enkaz altında mazot yok çarşamba günü mazot tedariği başladı yine insanlar hastaneye gelemiyor bir yerlerde sağlık kuruluşu var milyonlarca insan var sağlığa muhtaç ama karşılayamıyorlar Çünkü bizim planlamamız Kent Hastanesi diye bir kuruluş üzerinden.O da dışarıdan yapıldı.Umarım bu konutları yapan müteahhitler kadar bu hastaneleri yapanlar ve izin verenler de rağbet görür. yıkım sorumluluklarını alır ve gereğini yapar.çünkü orası maalesef ölü sayısını artırdı.biz depreme hazırlanırken ilk 72 saatin değerli olduğunu biliyorduk, ilk 24 saat değerlidir, ilk hafta değerlidir. Şimdi o ilk haftadayız. Bu travmalara müdahale gerekir.
“ŞEHİR MERKEZİNDE HİÇBİR HASTANE BULUNMAMASI BÜYÜK SORUN”
Su, elektrik, hijyen tesisleri yok. Enfekte yaralarla karşılaştık. Yani enfekte olmasalar müdahale etme ihtimalleri olurdu. Şimdi bir enfeksiyon sorunuyla uğraşmaları gerekiyor, ufak tefek şeylerden bahsediyorum. Bu nerede yapılacak? Aile sağlığı merkezlerinde yapılacaktır. Oraya gidip birinci basamak hekimi olarak koruyucu bir iş yapacaksak aile sağlığı merkezinde çalışabilmemiz gerekiyordu. Orada da fırsatlar var. Aile sağlığı merkezinde müdahale edilecek kaynaklar var ama hiçbiri kullanılamaz hale gelmedi. Umarım bu bir dahaki sefere olmaz. Şehir merkezinde hiçbir hastanenin ayakta kalmaması büyük bir problem. Onlarca gönüllünün yapacak bir şeyi yok.”